Saymandan Basketbol-Voleybol Farklılıkları Ve Nedenleri (2.Bölüm)

Saymandan Basketbol-Voleybol Farklılıkları Ve Nedenleri (2.Bölüm)

Geçen hafta sizlere ülkemizdeki 2 harika sporun benzerlik ve farklılıklarını yazmıştım. Konu epey detaylı olunca bölümler halinde devam etmeye karar verdim çünkü tek seferde okumak zor olabilirdi. Bu nedenle 2. bölümü hazırladım.

Biraz altyapıları incelersek, Türkiye Basketbolda bu konuda çok etkin ülkelerden biri oldu. Levent Topsakal’ın çalıştırdığı 1989-90 doğumlu Yıldız Milliler Avrupa Şampiyonu oldu. Nihat İziç’in çalıştırdığı Yıldız Milliler 1987-88 doğumlularda Sırbistan ile final oynayıp kaybetti ve gümüş madalya aldı. Buna benzer çok başarılı turnuvalarımız oldu. Mesela Egemen Güven’in oynadığı 1995-96 doğumlu Genç Milli Takım 3 altın madalya birden kazandı. 2013’de Kenan Sipahi ve 2014’de Egemen Güven MVP oldular. O günden beri MVP olmayı başaran oyuncumuz yok Genç Milli seviyesinde.

 

Voleybolda da uzun yıllardır altyapı Milli Takımlarında önemli başarılar elde edildi. Basketboldan farklı olarak Voleybolun başardığı en önemli şey, ileriye dönük seçilen oyuncular ve Jenerasyonları koruyup A Milli Takımı da hep Dünya sıralamasında iyi seviyelerde tutmak oldu. Basketbolda ise bunu istikrarlı şekilde başaramadık ne yazık ki. 1979-80 Jenerasyonuna yapılan yatırımı 2001 Avrupa Şampiyonası, 2006 Dünya şampiyonası ve 2010 Dünya Şampiyonasında elde ettiğimiz dereceler ile pekiştirdik ama sonrası hüsran oldu. Orhun Ene, Kerem Tunçeri, Ender Arslan, Engin Atsür gibi oyun kurucularımız ile başarılı olduktan sonra birden yabancı oyun kurucuya dönüp, bu konuda yaklaşık 10 yıldır büyük istikrar sağladık (!).

Voleybol Federasyonu Türkiye Ligi’nde maç kadrosunda 5 yabancıya izin veriyor. Basketbol Federasyonu da aynı statüyü uyguluyor. Ancak !!!…Voleybolda sahada oynayan 6 içinde sadece 3 yabancı forma giyebiliyor. Dolayısıyla Türk oyuncuların aldığı DİREKT sorumluluk ortaya her pozisyonda son derece elit oyuncular çıkarıyor. Mesela Zehra Güneş Dünya Kadın Voleybolunda en fazla kazanan 10 oyuncudan biri. Acaba neden? Mesela tüm sezon kenarda roman yazmayıp sürekli oynadığı için olabilir mi? Cansu ve Naz Dünya çapında pasörler. Ebrar zaten uçtu gitti. Voleybol akılcı politikalarla oyuncuları koruyup Milli Takımı hep ileri götürüyor. Bizde ise sahaya 5 yabancı çıkarıp hepsinin aynı 5 içinde olmasına izin veriyor ve Türk oyuncuları yok ediyoruz. Üstüne devşirme oyun kurucuları da koyunca çökmüş bir sistem ortaya çıkıyor. Ligin düşük bütçeli takımları 5 ucuz yabancı getirip maçın çok büyük bölümünü bu oyuncularla oynamak zorunda kalıyor. Nedeni ise Türk oyuncuların fiyatlarının sanal olarak yükseltilmesi bu tip Kulüpleri kaliteli yerli alamamaya itiyor. Euroleague takımlarında oynayan Türk oyuncu sayısı o kadar az ki. Halbuki Turgay Demirel Federasyonu 2010 Dünya Şampiyonasını düşünüp ligdeki yabancı oyuncu sayısını kısıtlamış ve Türk oyuncuların gelişimini, başlarının ve omuzlarının dik olmasını sağlamıştı. Oktay Mahmuti döneminde Efes Pilsen, Kerem-Ender oyun kurucu rotasyonu ile oynadı çoğunlukla. F4 gelmeyince Solomon-Popovic gibi isimlere döndü. Bogdan Tanjevic 3+2 kuralını Türk oyuncular lehine uygulamış ve Türkiye Liginde 3 Türk 2 yabancı ile oynamıştı çoğunlukla. Bu sistem çok fazla oyuncunun ekstra süre bulup şansını iyi değerlendirmesini sağlamış ve Fenerbahçe’nin 3 Türk uzunu 1.5 yıl içinde NBA olmuştu. Hiç oyun kurucu sıkıntısı çekmediğimiz bir dönemdi. Şimdi ise her takımın neredeyse 2 yabancı oyun kurucusu var ve gelecek çok da parlak görünmüyor. Eğer mucizelere çok inanmıyorsanız tabii. Bu arada U18 ve U20 takımlarımızın umut veren isimleri Amerika’da okumayı seçip teker teker veda ediyorlar ülkeye ve kulüplere. Önlerinde forma şansını görebilseler acaba giderler miydi?

Voleybolda önemli Türk yıldızlarımız Milli Takım Kadrosunda yer alamıyor bazen çünkü çok fazla kaliteli oyuncu ve rekabet var. Bunun nasıl bir lüks olduğunu gözünüzün önünden geçirin. Hep söylerim. Hayatta her şeyin bir nedeni vardır. Hiç bir şey nedensiz oluşmaz. Ektiğinizi biçerseniz. Voleybol hangi Başkan gelirse gelsin aynı ciddiyet ve disiplin ile programı uygulayıp Voleybolu en üste taşıdı ve taşımaya devam ediyor. Erkekler de FIVB Challenger Cup Şampiyonu olup tıpkı Kadınlar gibi Milletler Ligi’ne yükseldi. Belki 1-2 sezon üst sıralara çıkmakta zorlanabilir Filenin Efeleri çünkü Arslan Ekşi de 38 yaşını bitirmek üzere olduğu için Milli Takım kariyerine nokta koyabilir. Belki biraz gençleşme yoluna gidebilir Efeler, bilemiyorum. Ancak inatla başarılı olma yollarını bulacaklardır.

Basketbol Federasyonu mutlaka herkesi mutlu edebilecek, Milli Takım kampı için önceden çalışmaya başlayıp kampa çok hazır gelecek oyuncular topluluğu oluşturabilmeli. Son saniyede kampa getirilen oyuncular ile bir yere varamayız. Oyuncu koşarak Milli Takıma gelirse ortaya iyi sonuçlar çıkar. Federasyon Başkanı Hidayet Türkoğlu ve As Başkan Ömer Onan öyle bir takımın oyuncularıydı. 2010 Takımı gibi bir Takımı bir daha görebileceğimizi sanmıyorum çünkü benzeri bir ışık dahi yok. Kadınlar Liginin değeri ne yazık ki bir takım söylentiler nedeniyle son yıllarda iyice aşağı düştü. Bir çok site Kadın Basketbol haberlerine bile yer vermiyor. Neden acaba? Hakemlerle ilgi tartışmalar son 2-3 yılda ayyuka çıktı. Acaba neden? Sadece Abdi İpekçi’nin yerine kamp merkezi yaparak Basketbol gelişmez. Basketbolu geliştirebilecek kaliteli isimleri geri döndürmek, kaliteli Koç yetiştirebilmek gerek. Ancak o zaman kaliteli jenerasyonlar ortaya çıkar. Bizim takımlar sadece ikili oynuyor ve baskı yapıyor. İkili oyunlarda rakip takımlar arkadan geçip şutu risk edince turnuvalarda neredeyse pota camlarını kırıyorduk. Rakip takımlar ise boş kalınca hep yüzdeli attılar. Madalya almak her şeyin mükemmel olduğunu göstermez. Unutmayalım ki Avrupa’ya göre alt yapılarda çok daha fazla adette antrenman yapan bir ülkeyiz yani Kilometremiz yüksek. Küçük yaşlarda ağırlık çalıştığımız için daha güçlüyüz. Yabancılar 20 yaşından sonra Kilometre ve antrenman adedini arttırıyor ve bizi istasyonsuz geçip bizim ülkeye yabancı oyuncu olarak geliyorlar. Bizimkiler de bench de havlu sallayıp, onları izleyip alkışlıyorlar.

Bugünlük bu kadar deyip sizi bu sıcakta bayıltmak istemiyorum. 2-3 gün içinde 3. bölümü yayınlarım tahminen. İlk bölümü okuyamayanlar için linki paylaşıyorum.

Hepinize keyifli günler diliyorum.

 

 

Saymandan Basketbol-Voleybol Farklılıkları Ve Nedenleri (1.Bölüm)