Kadınlar derbisine ait bir şeyler karaladım..Naçizane

Kadınlar Basketbol Liginin zirve mücadelesinde Çukurova Basketbol evinde ilk yarıda 8 sayı farkla yenildiği Fenerbahçe’yi 9 sayı farkla yenerek kağıt üstünde 3 galibiyetlik fark yarattı.
Mersin ekibi son 2-3 yılda Basketbola çok önemli yatırım yapıp NBA yıldızlarını ve Milli Takımımızın oyuncularını bünyesine aldı. Şampiyonluklar ve kupalara alışık hale geldi. Tek hedef Euroleague şampiyonluğu kaldı sanırım. Rus ekiplerinin yasaklı olduğu bir dönemde bunun rüya olmadığı bir gerçek. Yüksek bütçeli olmayan emek takımı Macar Sopron’un Euroleague kupası kaldırması mümkün olduysa bu bütçe ve oyuncu kadrosu ile tıpkı Galatasaray gibi Çukurova Basketbol da bunu gerçekleştirebilir gibi duruyor. Ve tabi ki Fenerbahçe de aynı umutlarla transferlerini yaptı. Finallerde kaybedilen Euroleague kupalarının telafisi mümkün.
Bugün Çukurova maça çok kötü başlayıp 12-4 geri düşse de Koç Aydın Uğuz’un molası sonrası yakaladığı 14-0’lık seri ile öne geçti. Ancak bu kez de Koç Maljkovic’in molası sonrası Fenerbahçe 11-0’lık seri yakalayıp yeniden öne geçti. İki takımda çok sert savunma yapmaya çalışırken hücumda da bol hata yaptılar. Bunun ana nedeni 2 takımın da savunma önlemlerini iyi düzeyde uygulamasıydı. Önce Fenerbahçe rakibin çok güçlü olan çember altını ikili sıkıştırmalar ve boyalı alanı kalabalıklaştırmak ile çözdü. Bu kez de Çukurova kapanan savunmayı üçlüklerle açmayı deneyip başarılı oldu. Bu kez Fenerbahçe kısalara yoğunlaşınca Holingsvorth rahatladı. Fenerbahçe ilk yarıda yüzdesiz atsa da Breanna Srewart’ın yüksek performansını kullanmayı denedi. Ancak Amerikalı yıldız bugün 22 sayı bulsa da çok yüzdesiz atıp beklenen Basketbolu ortaya koyamadı. Buna Kayla Mc Bride’ın düşük performansı da eklenince ibre özellikle 3. periyot Çukurova’ya döndü. Fenerbahçe kısaları çok riskli paslar tercih edip Çukurova’ya gümüş tepside fırsatlar sundular. Oyuna girer girmez 7 sayı bulan Alperi sonra ortadan kayboldu. Tıpkı Merve ve Manolya’da hiç ortada yoktu. Meeseman boyalı alanda her top aldığında yardım gelince çok zorluk yaşadı. Ayrıca Çukurova’nın sert Basketbolu onu da oyundan düşürdü. İç-dış dengesini bulamayan Fenerbahçe oyuna biraz geç girse de alev alan Chelsea Gray’i durdurmakta başarılı olamadı. Buna Hayes ve Bonner da katılınca bitime dakikalar kala arada çok önemli bir fark olmasa da Fenerbahçe’nin kazanamayacağı belli oldu. Genelde iyi oynayan Olcay çok kritik top kayıplarını son periyot yapınca zaten ivme kazanan Çukurova Basketbol kazanmayı garantiledi. Günün sonunda kazanmayı hak eden de Çukurova Basketbol’du zaten. Gözlerim bu kadar sert ve fizikli bir Çukurova’ya karşı Iagupova’yı arasa da göremedi. Yani Fenerbahçe bugün rakibin fizik ve gücüne karşı koyabilecek bir yabancı rotasyonunu seçmemişti bana göre. Fiziksel olarak ince ve yumuşak kaldılar. Sakatlıklar devreye girince kafa karışıklıkları fazlaca olur. Tabi ki en doğruyu Maljkovic bilir ama bana öyle göründü.
3 gün önce Aydın Uğuz’u Yardımcı Koç olarak Mersin’e getiren Çukurova Kulübünde ani oluşan Ekrem Memnun ayrılığı şok etkisi yaratsa da Uğuz ‘Tehlike anında camı kırınız’ deyimini doğru çıkaracak bir performans ile çok sakin yönettiği maçtan başı dik ayrıldı. Geçmiş yılların tecrübe ve apoletleri işte bugünler içindir. Her işte bir hayır vardır diyelim.
Maç sonunda Fenerbahçe Koçu Maljkovic Çukurova 9 sayı öndeyken taktik faul yapıp olası boş dönmeden avantaj sağlamayı tercih etmedi. Bu eleştirilebilir tabi ki. Ancak Maljkovic de Türkiye’de Çukurova’yı Fenerbahçe’den başka yenebilecek bir takım olmadığını çok iyi biliyor. Yani Çukurova’nın bugün 8 sayı altında bile kazanması Fenerbahçe için umut ışığı olmazdı çünkü arada 2 yenilgi farkı oluşmuştu bile. Bence Maljkovic şık bir şey yaptı. Bazen kaybetseniz de alkışlanırsınız. Bu da öyle bir şeydi.
Günün sonunda mücadele dozu ve sertliği üst düzeyde keyifli bir kadın derbisi izlemek iyi geldi. Belki de el-ele Avrupa’da F4 yaparlar..kim bilir? Kazanan ve kaybedene kocaman alkış. Kadınlarda kaybettiğimiz ivmeyi yeniden kazanabilme umutlarımı hala taşıyorum ancak oyuncu yetiştirmeyi başarabilirsek. Milli Takımı hedeflerin çok çok uzağında görmek beni üzüyor.
Naçizane…
Sayman