İstanbul Eurohoopers Vol. 7: NBA’e EuroLeague’den Takım Kurduk!

İstanbul Eurohoopers Vol. 7: NBA’e EuroLeague’den Takım Kurduk!

Eurohoops Fırın, EuroLeague’in yıldızlarıyla NBA dünyasına adım atıyor.

Geçtiğimiz altı yıl boyunca sizlerle Turkish Airlines EuroLeague’in yıldız isimlerini NBA’e taşıyan 15 kişilik kadro tercihlerimizi paylaşmıştık. Bu 6 senelik Eurohoops geleneğini 2022-23 sezonunda da sürdürüyoruz.

Yıllardır EuroLeague sahnesinde başarıya ulaşan ekipler için “Acaba bu takım NBA’de olsa sezonu kaç galibiyetle bitirir veya playoff yarışı için iddialı olabilir mi?” gibi sorular akla gelir.

Anadolu Efes koçu Ergin Ataman ise yaklaşık 2 sezon önce takımı için “Eğer NBA’de yer alsaydık playoff biletini almaya hak kazanabilirdik.” gibi bir iddiada bulunmuştu.

Elbette NBA ve EuroLeague birbirlerinden bambaşka dinamiklere sahip olan ligler ve bu nedenle “Acaba bir EuroLeague takımı NBA’de olsaydı neler olurdu?” sorusunun cevabını net bir şekilde alamayacağız. Yine de hayal gücümüzün bir sınırı yok, dolayısıyla kendi hayali senaryomuzda yıldızlarla dolu bir EuroLeague karması oluşturup NBA ekiplerine kafa tutmamızın önünde bir engel yer almıyor.

Eurohoops Fırın, NBA’de en azından Play-In yarışının bir parçası olmayı hedefleyecek 15 kişilik bir EuroLeague yıldızlar karmasıyla karşınızda.

 

Oyun Kurucular: Vasilije Micic, Shane Larkin, Mike James

Shane Larkin’in Sezon İstatistikleri: 12.5 sayı, 3.0 ribaund, 3.9 asist, 1.4 top çalma

Vasilije Micic’in Sezon İstatistikleri: 16.8 sayı, 3.3 ribaund, 5.8 asist

Mike James’in Sezon İstatistikleri: 17.2 sayı, 3.6 ribaund, 4.8 asist

Artık günümüz basketbolunda hem NBA, hem de EuroLeague ekipleri için geçerli olan çok bariz bir gerçek var. Eğer sahadaki top yönlendiricileriniz yeterince nitelikli değillerse rakip savunmalar için kolay tahmin edilebilir bir hale geliyorsunuz, bu da direkt olarak takımınızın hücum gücünü son derece negatif anlamda etkiliyor.

Anadolu Efes’in EuroLeague’de son yıllardaki başarısının başlıca nedeni ise hücumdaki tahmin edilemezliği. Takımın iki ana top yönlendiricisi Vasilije Micic ve Shane Larkin, her ne kadar oyuncu profili olarak topla oynamayı çok seven isimler olsalar da birbirlerini nasıl tamamlayacaklarını çok iyi biliyorlar.

Top birinin elindeyken öbürünün sahada nasıl konumlanacağını çok iyi bilmesi ve bunu yaparken de “Aslında benim topla çok daha fazla oynamam lazım” gibi bencilce bir tavır takınmaması, Efes’in Avrupa basketbolu tarihinin en etkili hücum takımlarından birine dönüşmesine yol açtı.

Bunun yanı sıra hem Shane Larkin, hem de Vasilije Micic, yıllardır yakından şahitlik ettiğimiz üzere topla ilişkisi son derece yüksek iki oyuncu. Bu ikilinin topla bir anda yön değiştirebilmeleri, çembere atak edebilmeleri, üst düzey pasör becerileri ve keskin bir dış şut tehdidine sahip olmaları, rakip savunmalar için tahmin edilmelerini de çok zorlaştırıyor.

Sonuç olarak hem birbirlerini çok iyi tamamlamaları, hem de yetenek tavanları nedeniyle Shane Larkin ve Vasilije Micic ikilisini kadromuzu ekliyoruz.

Öte yandan NBA’de maçlar EuroLeague’den farklı olarak 48 dakika oynanıyor ve ekstra bir oyun kurucu seçme hakkımız daha var. Bu faktörleri de göz önünde bulundurduğumuz zaman son hakkımızı hem Larkin – Micic ikilisini yedekleyebilecek, hem de oyun kurucu rotasyonumuzun hücum potansiyelini epey yukarılara çekecek bir yıldızı daha aramıza katıyoruz.

Sık sık birlikte çalıştığı koçlarla yaşadığı tartışmalarla gündeme gelen bir isim olmasına karşın Mike James, günümüzde EuroLeague basketbolunun en büyük yıldızlarından biri. Son 2 sezondur AS Monaco formasını terleten James, bu süreçte birbirinden harika performanslara imza attı ve durmaya pek niyeti yokmuş gibi gözüküyor.

Top elindeyken hem atletizmi, hem üst düzey skor becerisi, hem de zorluk seviyesi çok yüksek şutlarda bile rahatlıkla isabet bulabilmesiyle dikkat çeken Mike James, bu yönünün yanı sıra yanında pas odaklı bir oyun kurucuyla oynadığı zaman da çok verimli olabilen bir yıldız. Bu yönüyle de deneyimli oyun kurucu, Vasilije Micic ve Shane Larkin’i tamamlayabilir.

Dzanan Musa’nın Sezon İstatistikleri: 15.2 sayı, 2.2 ribaund, 2.8 asist

Markus Howard’ın Sezon İstatistikleri: 15.7 sayı, 1.4 ribaund, 1.3 asist

Thomas Walkup’ın Sezon İstatistikleri: 7.7 sayı, 2.8 ribaund, 5.5 asist, 2.0 top çalma

Günümüz NBA’inde yola şampiyonluk iddiasıyla çıkan takımlar, hücum güçlerini bir üst seviyeye çıkarmak için ana top yönlendiricilerinin yanına hem topsuz oyunda verimliliği azalmayan, hem de belli ölçüde skor ve çembere atak tehdidi olan dış oyuncuları eklemeye çalışıyorlar. Bu sayede rakip savunmanın ana top yönlendiriciye ikili sıkıştırma gibi özel önlemler aldığı zaman da farklı atak opsiyonları yaratmaya çalışıyorlar.

Şu ana kadar kurduğumuz kadronun kısa rotasyonuna baktığımız zaman Vasilije Micic, Shane Larkin ve Mike James gibi topla ilişkisi çok yüksek isimleri görüyoruz. Bu noktada hem kısaların verimliliğini azaltmayacak, hem de takımımızın hücum gücünü arttırabilecek isimlere yönelmemiz gerekiyor. Hal böyeyken aklımıza gelen ilk isim elbette Real Madrid’li Dzanan Musa oluyor.

Geçtiğimiz sezon İspanya Ligi ekiplerinden Rio Breogan’da kelimenin tam anlamıyla harikalar yaratan Musa, takımının hücumdaki kalbiydi. Bireysel olarak müthiş istatistikler tutturmayı başaran Boşnak yıldız, bu sayede İspanya Ligi’nin en değerli oyuncusu seçilmişti.

Real Madrid transferinin ardından ise Dzanan Musa’ya dair bazı soru işaretleri vardı. Bunlardan ilki “Maç başına kullandığı top adedi azaldığında da verimli olabilmeyi sürdürebilecek mi?” sorusuydu. İkincisi ise “Daha önce Anadolu Efes’te beklentilerin çok altında kaldı, acaba bu sefer EuroLeague sahnesinde başarılı olabilecek mi?” sorusuydu.

Sezonun şu noktasına kadar ortaya koyduğu performansla Musa, kendisine dair soru işaretlerini tamamen silip attı. Maç başına kullandığı top adedi geçtiğimiz sezona göre azalsa da çok verimli olabileceğini kanıtlayan Boşnak yıldız, takımının bir numaralı skor opsiyonu oldu. Hal böyle olunca Dzanan Musa; hem kısa rotasyonunu tamamlayabilmesi, hem de takımımızın hücum gücünü arttırabilmesi açısından tam da aradığımız isim.

Ayrıca geçmişte son derece vasat geçen bir NBA deneyimi de yaşayam Boşnak yıldız, kendini bu seviyede ispatlamak için ayrı bir motivasyona sahip olacaktır.

Öte yandan şu ana kadar seçtiğimiz oyuncularda hep hücum odaklı gittik, elbette bu işin bir de savunma yönü var. Bildiğimiz üzere NBA yıldızlarının Avrupalı oyunculara kıyasla en öne çıkan özellikleri, fiziksel ve atletik yönden sahip oldukları artılar oluyor. Bu nedenle NBA oyuncularının fiziksel özelliklerine karşı ezilmememiz için iyi ve fizikli savunmacılara ihtiyacımız var.

Bu noktada Olympiakos’un deneyimli ismi Thomas Walkup, olabilecek en doğru alternatiflerden biri. Hücumda özellikle şutundaki istikrarsızlıklardan dolayı çok öne çıkan bir isim olmamasına karşın Walkup, kusursuza yakın bir savunmacı. Hem topa baskıdaki agresifliği, hem birden fazla pozisyonu savunabilmesi, hem de üst düzey savunma bilgisiyle ABD’li oyuncu, takımımızın vazgeçilmezlerinden biri olacak.

2 numaralardaki son seçimimizde ise topsuz oyun odaklı bir tercihte bulunuyoruz. Vasat altı geçen NBA serüveninin ardından bu yaz Baskonia’ya katılan Markus Howard, henüz Avrupa’daki ilk sezonu olmasına karşın dikkatleri üzerine topladı. Koçu Joan Penarroya tarafından daha çok topsuz oyun aksiyonlarında tercih edilen Howard, topla gereğinden fazla oynadığı zaman yanlış kararlara açık bir isim.

Bu nedenle biz de koç Penarroya’ya uyup Howard’ın daha çok topsuz oyundaki nimetlerinden faydalanmak istiyoruz. Avrupa ve NBA basketbolu için son derece üst düzey bir üçlük tehdidine sahip olan ABD’li yıldız, şutu hareketli attığı anlarda bile bir şekilde topu dengeli bir biçimde elinden çıkarabiliyor. Bu durum, özellikle topsuz perde çıkışı aksiyonlarında Howard’ın değerine değer katıyor.

Fiziksel dezavantajları nedeniyle takım savunmasında belli başlı zaafiyetlere sebep olabilen Markus Howard, NBA seviyesi için uzun süreler sahada kalabilecek bir isim değil. Buna karşın sahada yer aldığı kısıtlı sürelerde bile üst üste üçlüklerle momentumu değiştirme potansiyeline sahip olan Howard, takımımızın hücum gücünü arttıracaktır.

3 Numaralar: Will Clyburn, Dyshawn Pierre, Mario Hezonja

Will Clyburn’ün Sezon İstatistikleri: 17.3 sayı, 5.7 ribaund, 2.2 asist

Dyshawn Pierre’in Sezon İstatistikleri: 5.3 sayı, 3.2 ribaund, 1.4 asist

Mario Hezonja’nın Sezon İstatistikleri: 9.7 sayı, 2.5 ribaund, 1.1 asist

Şu ana kadar kurduğumuz kadronun 1 ve 2 numara rotasyonlarında topla ilişkileri son derece üst düzey isimleri tercih ettik. Normal şartlarda 3 numara pozisyonu için hem köşe veya forvetlerden güvenilir bir dış şut tehdidine sahip olan, hem de savunmadaki artılarıyla öne çıkan isimlere yönelmemiz lazımdı.

Bu noktada önümüze şöyle bir engel çıkıyor: Günümüzün EuroLeague basketbolunda çok yönlü diyebileceğimiz forvetlerin sayısı bir hayli azaldı, bu nedenle birebir olarak sistemimize uyacak isimleri kadromuza eklemekte biraz zorlandık ve başka faktörleri göz önünde bulundurmak durumunda kaldık.

Şu sıralar ülkemizde Anadolu Efes formasıyla yakından takip ettiğimiz Will Clyburn, kariyerinde hiçbir zaman ilk olarak şutuyla öne çıkan bir isim olmadı. Buna karşın çembere ataklardaki becerisi, yüksek skor tehdidi ve oyun istikrarıyla Clyburn, EuroLeague’in en özel yıldızlarından biri. Bu gibi nedenlerden dolayı onsuz bir yıldızlar karması düşünemezdik.

Öte yandan kariyerinin son 3 sezonunda Fenerbahçe Beko formasını terleten Dyshawn Pierre, zaman zaman oyunun hücum yönünde istikrarsız süreçler geçirse de hep kusursuza yakın bir savunmacı oldu. Topa baskıdaki becerisi, yardım savunmalarındaki agresifliği ve birden fazla pozisyonu savunabilmesiyle Pierre, takımımızın savunmadaki sertliğini yukarılara çekebilecek bir isim.

Oyunun hücum yönüne geldiğimizde ise Dyshawn Pierre’in en öne çıkan yönü kesinlikle sahanın dirsek veya alçak post bölgelerinden oynadığı sırtı dönük birebirler. Pierre Avrupa’da bu birebirler üzerinden kendisine düzenli olarak skor opsiyonu yaratabilse de NBA oyuncularının üstün fiziksel özelliklerine karşı zorlanabilir. Bu noktada ise sırtı dönük birebirlerden ziyade şutör yönüyle öne çıkabilir.

Fenerbahçe’nin son oynadığı Partizan maçında kullandığı 5 üçlüğün hepsinde isabet bulan Kanadalı forvet, özellikle ritim bulduğu zaman köşe ve forvetlerden denediği üçlüklerde yüksek yüzdeler tutturabiliyor. Kısalar üzerinde yoğunlaşan savunmasına karşı bulacağı ceza şutlarıyla Pierre, takımımızın sahayı iyice genişletmesine yardımcı olacaktır.

3 numara pozisyonundaki son tercihimiz olan Mario Hezonja, geçtiğimiz sezon UNICS Kazan kadrosunun Lorenzo Brown kadrosuyla birlikte en büyük iki yıldızından biriydi. UNICS sisteminde neredeyse sınırsıza yakın bir tercih özgürlüğüne sahip olan Hezonja, sergilediği etkili performansla VTB Ligi’nin en değerli oyuncusu (MVP) seçilmişti.

Bu yaz Real Madrid’le sözleşme imzalayan Hezonja, haliyle topla çok daha az oynadığı ve topsuz oyunuyla fark yaratması gereken bir role adapte olmak durumunda kaldı. Başlarda yeni rolüne uyum sağlamakta çok zorlanan ve epey istikrarsız bir performans ortaya koyan Hırvat yıldız, sezonun ikinci yarısıyla birlikte kendini bulmaya başladı.

Şu sıralar özellikle yardım savunmasına karşı kestiği ceza şutlarıyla Real Madrid hücumuna farklı bir boyut katan Hezonja, üçlük tehdidinin yanı sıra topla son derece etkili şekilde çembere atak edebiliyor. Oyuncunun bir forvet olarak birden fazla skor opsiyonu yaratabilmesi, bizim de hücum gücümüze pozitif olarak yansıyacaktır.

4 Numaralar: Sasha Vezenkov, Nikola Mirotic, Guerschon Yabusele

vezenkov

Sasha Vezenkov’un Sezon İstatistikleri: 18.6 sayı, 7.4 ribaund, 2.0 asist

Nikola Mirotic’in Sezon İstatistikleri: 14.0 sayı, 4.5 ribaund, 1.4 asist

Guerschon Yabusele’nin Sezon İstatistikleri: 8.5 sayı, 4.5 ribaund, 1.2 asist

Açıkçası 4 numara pozisyonu, oyun kurucu rotasyonumuzla birlikte kadromuzun en güçlü olduğu 2 noktadan biri olacak. Hem Sasha Vezenkov, hem Nikola Mirotic, hem de Guerschon Yabusele, sahip oldukları çok değerli özellikler sayesinde NBA seviyesinde pek sırıtmayacak kalitede isimler.

Bu noktada değinmemiz gereken ilk isim elbette Sasha Vezenkov olacak. Şu sıralar Olympiakos’la kariyerinin açık ara en iyi dönemini geçiren Bulgar yıldız, EuroLeague’de MVP yarışının bir numaralı favorisi olarak spot ışıklarını üzerine topluyor.

Kelimenin tam anlamıyla komple bir 4 numara profili olan Vezenkov, özellikle oyunun hücum yönünde Avrupa basketbolu için neredeyse eksiksiz bir oyuncu. Hem üçlük atabilen, hem pozisyonu için son derece dikkat çekici pasör becerilerine sahip olan, hem çembere atak edebilen, hem de çember etrafında skor tehdidi yaratabilen Bulgar yıldız, sahada tüm bunları yaparken topu neredeyse hiç eline yapıştırmıyor. Maç başına attığı 18.6 sayının çok büyük bölümünü asist üzerinden bulan Vezenkov, topsuz oyundaki artılarıyla tam olarak kadromuz için aranan profil.

Kısalarda Vasilije Micic, Shane Larkin, Mike James ve Dzanan Musa gibi yıldızlarımız, topla üst düzey becerileri sayesinde rakip savunmaların dikkatini fazlasıyla üzerlerine çekeceklerdir. Yardım savunmasının devreye girdiği anlarda Vezenkov gibi cezayı kesebilecek bir topsuz oyun gücünün varlığı, takımımızın skor potansiyelini bambaşka boyutlara çıkaracaktır.

Öte yandan 4 numara pozisyonundaki bir diğer alternatifimiz olan Nikola Mirotic de tıpkı Sasha Vezenkov gibi çok kıymetli bir oyuncu. EuroLeague basketbolunun muhtemelen en iyi şutör 4 numarası olan Mirotic, sabit şutlardaki yüksek yüzdesinin yanı sıra dripling üzerinden de kendi şutunu yaratabiliyor. Üçlük tehdidine artı olarak 2.11’lik boyuyla çember etrafında da skor tehdidi oluşturabilen yıldız forvet, Vezenkov’un kenarda olduğu dakikalarda takımımızın sahadaki hücum gücünü muhafaza etmesine epey yardımcı olabilir.

Real Madrid’li Guerschon Yabusele ise profil olarak Sasha Vezenkov ve Nikola Mirotic’den ayrışan bir oyuncu. Şut tehdidi bakımından belli başlı soru işaretlerine sahip olan Yabusele, buna karşın hem oyun motoru, hem topla çembere atak edebilmesi, hem de savunmacılığıyla çok kıymetli bir isim. Özellikle yardım savunmasındaki agresifliği ve birden fazla pozisyonu savunabilmesiyle öne çıkan Fransız forvet, sahada olduğu dakikalarda takım savunmasına büyük katkılar sağlayacaktır.

Pivotlar: Walter Tavares, Mathias Lessort, Bojan Dubljevic

Walter Tavares’in Sezon İstatistikleri: 10.9 sayı, 7.0 ribaund, 1.5 asist, 2.4 blok

Mathias Lessort’un Sezon İstatistikleri: 13.0 sayı, 7.5 ribaund, 1.5 asist, 1.0 blok

Bojan Dubljevic’in Sezon İstatistikleri: 12.8 sayı, 4.8 ribaund, 1.5 asist, %43 üçlük isabet yüzdesi

Günümüz basketbolunda pivot profilleri, geçtiğimiz dönemlere kıyasla büyük farklılıklar göstermeye başladı. Özellikle NBA’de eskiden çember çevresini fiziksel özellikleriyle domine eden ve boyalı alanı aktif kullanan uzunların yerini başta şut, ayak çabukluğu ve pas gibi noktalarda fark yaratabilen isimler aldı.

EuroLeague’de öne çıkan pivot profillerine baktığımızda ise henüz NBA’deki kadar radikal bir değişim göremiyoruz. Günümüzde hala boyalı alanı çok aktif kullanarak eşleştikleri oyunculara fiziksel yönden üstünlük kurabilen uzunlar sahada fark yaratabiliyorlar. Bu noktada ise elbette ilk olarak Real Madrid’den Walter Tavares öne çıkıyor.

2.19’luk boyu, uzun kolları ve devasa fiziğiyle Tavares, yıllardır Avrupa basketbolunun en dominant oyuncularının başında geliyor. Savunmadaki blok tehdidi nedeniyle rakip takımların boyalı alan dışına çıkarabilmek için büyük uğraş verdikleri 2.19’luk dev, özellikle çembere atak etmeye çok hevesli olan kısalara çember etrafında korku salıyor.

Hücumda ise yıllardır boyalı alanda durdurulması neredeyse imkansız bir isim olan Tavares, son yıllarda pasör yönünü de bir nebze olsun geliştirmeyi başardı. Özellikle toplu oyuncuya yaptığı perdelemeden sonra kısa devrilip pası aldığı aksiyonlarda 30 yaşındaki uzun, köşede şutu atmak için hazır durumdaki takım arkadaşlarını besleyerek Real Madrid hücumlarına farklı bir boyut katabiliyor.

Halihazırda Avrupa basketbolunun en unutulmaz isimlerinden biri olmayı başaran Walter Tavares, oyunundaki çok sayıda artıya karşın özellikle yavaş ayakları nedeniyle belli başlı savunma zaafiyetlerine yol açacaktır. Ayrıca maç başına 25 dakikanın üzerinde süre aldığı durumlarda yorgunluk faktöründen etkilenen Tavares, arkasında sağlam bir alternatifle tamamlandığı takdirde çok daha verimli olabilen bir uzun.

Bu noktada Partizan’ın parlayan yıldızı Mathias Lessort, tam olarak aradığımız profilde bir alternatif. Şu sıralar Zeljko Obradovic’in Partizan’ında harikalar yaratan Lessort, oyunun hücum ve savunma yönünde çok değerli artılara sahip.

Üst düzey atletizmi, çabuk ayakları ve blok tehdidiyle Fransız uzun, Walter Tavares’in kenarda olduğu dakikaları en iyi şekilde idare etmemizi sağlayabilir. Tavares’ten farklı olarak switch savunmasında da etkili olabilen Lessort, birden fazla savunma kurgusu deneyebilmemize yardımcı olacak türden bir uzun.

Öte yandan hem Walter Tavares, hem de Mathias Lessort, sahada şutör yönleriyle öne çıkan uzunlar değiller. 82 maçlık (en az) NBA maratonunda sadece çember etrafında değil, boyalı alanın dışında da etkili olabilecek bir pivot profiline ihtiyaç duymamız çok muhtemel. Bu noktada devreye Bojan Dubljevic giriyor.

Kariyerini çok uzun yıllardır Valencia’da sürdüren Karadağlı uzun, Avrupa basketbolunun hücum gücü bakımından en çok yönlü pivotlarından biri. Sahada belli ölçüde hem dış şut, hem pasörlük, hem de çember çevresinde bitiricilik tehdidine sahip olan Dubljevic, savunmada yaratması muhtemel zaaflara rağmen hücumdaki artılarıyla takımımıza derinlik katacaktır.

 

 

 

EUROHOOPS