Erdem Can: “EuroLeague İçin Ne Gerekiyorsa Yapılacak”

Erdem Can: “EuroLeague İçin Ne Gerekiyorsa Yapılacak”
Türkiye Sigorta Basketbol Sigorta Ligi’ne fırtına gibi giren Türk Telekom’un başarılı koçu Erdem Can, Hürriyet Spor Arena’ya konuştu.

Telekom’un ve Ankara’nın müthiş bir basketbol kültürüne sahip olduğunu dile getiren 42 yaşındaki Erdem Can, büyük hayallerinin olduğunu belirtti.

EuroLeague hayalinden söz eden Erdem Can, uzun süre kalıcı olabilecek bir yapı oluşturabileceklerini söyledi:

“Biz daha ilk gün Önder’le işe başladığımızda Türk Telekom kulübünün potansiyelini, geçmişini, tarihini ve Ankara’daki basketbol kültürünün farkında olarak başladık. Hedef büyütmek ve farkındalığı artırmak istiyoruz. Tabii ki sportif başarı olmadan bu işi cazip hale getirmek kolay olmuyor. Hayallerimize insanları ortak etmek zor oluyor. Ama başarı gelmeye başladığında bunu yüksek sesle dillendirmeye başladık. Hedefimiz yukarısı ve hedefe ilerliyoruz. 10 bin 500 kişilik bir salon var. Bu şehrin basketbol kültürü var. Onu canlandırmak istiyoruz. Neden buraya Barcelona, Real Madrid, Olympiakos gibi takımlar gelip oynamasın. Bizim hedefimizde EuroLeague var. İnanıyorum ki bir sakatlık yaşamaz beklenmedik sıkıntılar olmazsa Ankara halkını daha fazla inandırıp bu salonu doldurabiliriz diye düşünüyoruz. Eğer EuroLeague’i hak edecek bir derece elde edersek Başkanımız Yusuf Kıraç, Asbaşkanımız Savtekin Şentürk koşullar oluştuğu taktirde ‘biz EuroLeague’deyiz’ dediler. Bu konuda çok netiz. EuroLeague için ne gerekiyorsa yapılacak. EuroLeague’de uzun süre kalıcı olabilecek bir yapı oluşturabiliriz. Bence Ankara, EuroLeague’e çok yakışır.”

 

42 yaşındaki koç, Türk Telekom’un kendisine özgürlük tanıdığını belirtti:

“Benim NBA’de devam edip etmeyeceğim henüz net değildi. Utah Jazz koçu Quin Snyder küçülmeye giren bir takımın başında olmak istemiyordu. Bu yüzden kontratı olmasına rağmen Utah’tan ayrıldı. Ben de baş antrenörlük yapmaya karar verdim. Sonra Önder Külçebaş aradı ve Savtekin beyle görüşmeye gittim. Kafamdaki koşulları anlattım. Paralel düşüncelerdeydik ve anlaştım. Gerçekten daha ilk yılındaki bir baş antrenör olarak bana geniş özgürlük tanıdılar. Hem oyuncu, hem sistem hem de organizasyonun işleyişi konusunda hep arkamda duruyorlar. Bu çok rastlanacak bir durum değil. Avrupa’da bile herhangi bir kulübe gitseniz, ön koşullar koyarlar. Müdahale etmeye çalışırlar. Burada böyle bir şey yok. O yüzden çok mutluyum.”

Zeljko Obradovic‘in liderliğinden bahseden Erdem Can, Quin Snyder ve Igor Kokoskov’a da değindi:

“Ben hep kendim oldum. Bazen Obradovic‘in yanında sürekli ayağa kalkmam, oyunculara bir şeyler söylemem dikkat çekiyordu. Ama ben hep böyleydim. Banvit’teyken de aynıydım. Ben buyum. Özünüzü taşıdığınız sürece başka insanlardan etkileneceğiz şeyler geliştirir. Ama taklit etmek gelişimizi engeller. Ben olmaktan ileri gitmedim. Obradovic inanılmaz bir lider. Efsane koç olmayı sonuna kadar hak ediyor. Oyuna olan tutkusu, basketbolu düşünüş biçimi, çok yönlülüğü beni çok etkiledi. Saha dışında da oyuncularla müthiş bir ilişki içindeydi. Ama oyun içindeki talepkarlığı, disiplinden taviz vermemesi benim kendime aldığım şeylerin başında geliyor. Geçen sene Quin Snyder ile geçirdiğim sezonun bende büyük etkisi var. Ondan önce de Igor Kokoskov. NBA’de oyuncuyla olan ilişkiler, oyuncuya ve insana yaklaşım çok farklı. Ben kendi içimde bir sentez yarattım.”

 

 

Başarılı çalıştırıcı, kendisi için en önemli kriterlerin başında güven faktörünün geldiğini belirtti:

“Takımı ve kimyayı oluştururken de çok zaman harcadık. Tüm oyuncularla ya yüz yüze, ya da zoom üzerinden konuştum. Benim için güven faktörü çok önemli. Birine güvenebilmeni için göz göze bakmanız gerekiyor. Ondan alacağın enerji önemli. Diyebilirim ki dersimizi iyi çalıştık. Bir başarı hikayemiz yok ama iyi yolda gidiyoruz. Bizim işin elementi insan. Ekibimle beraber oyuncuların hayat hikayelerini takip ettik. Aile ilişkilerini. Hayatlarında sorunlu insanlar olup olmadığını araştırdık.”

NBA deneyiminden de bahseden Erdem Can, bir gün dünyanın en iyi koçlarından birisi olmak istediğini söyledi:

“Fenerbahçe‘den ayrıldığım dönem o günün koşullarına göre baş antrenörlük için hazır olduğumu düşünüyordum. Bugün dönüp baktığımda ise iyi ki NBA’e gitmişim diyorum. İyi ki o tecrübeyi yaşadım. Basketbol orada başka bir kültür. Gelişmeye açık yönlerimi ileriye götürdüm diye düşünüyorum. NBA beni daha iyi bir birey ve daha iyi bir koç yapmıştır. Hedefim en iyisini yapmak. Bir gün göçüp gittiğimde Avrupa’nın, dünyanın en iyilerinden bir Türk koç vardı dedirtmek istiyordum. En büyük motivasyonum bu. Şu an ise Ankara Arena’yı 10 bin 500 kişi ile doldurmak istiyorum. İnşallah bunu başarırız.”