Real Madrid gövde gösterisi yaptı

Euroleague lideri Fenerbahçe Beko evinde konuk ettiği ligin kadro olarak en kapasiteli takımı Real Madrid’e 85-71 kaybetti ama galibiyet farkıyla liderliğini korudu.
Son günlerde sakatlıklardan epey canı yanan sarı-lacivertliler bir türlü geri dönemeyen Desaun Pierre sonrası Wilbekin ve Guduric’in yokluğu ile sıradan bir takıma dönüşmüştü. Hafta sonu Türkiye Liginde Beşiktaş önünde 7 üçlük basket bulan ve ‘Ben buradayım’ diyen İsmet Akpınar’ı ilk beş başlatıp onurlandıran Itoudis oyuncusundan neredeyse hiç verim alamadı. Euroleague ve Türkiye ligi arasında derin bir uçurum olduğunu muhtemelen Yunan Koç bu akşam anlamıştır. Çok iyi niyetle Türk oyuncularına güven duyan ve onları müthiş destekleyen Itoudis bu gece rakibin Real Madrid olduğunu unutup her beşte 2-3 Türk oyuncu kullanmaya çalışınca makas genişledi. Türkler bir arada sinerji yakalayabilse zaten Milli Takım olarak 3 yıllık zorunlu tatile çıkmazdık !
Calathes beklediği yerde beklediği oyuncuyu bulamayınca icatlar peşinde koşup oyundan tamamen düştü. Özellikle Tavares’i çok iyi kullanan Mateo, Deck’in de zeki opsiyonları ile ilk yarıda resmi geçit yaptı. İyi başlayan Booker devamını getiremedi. Motley verimli oldu ama çaylaklığı bu gece de net göründü. Daha çok zamana ihtiyacı var. Wilbekin’in yokluğunda direksiyona geçen Edwars yavaş yavaş Euroleaue gerçeğini anlamaya başlıyor. NBA arenasında bulduğu atışları Euroleague’de bulamayacağını anladığında sınıf atlayacak. Hala boş şut yerine 2.20 boyunda uzunun üstünden turnike atmaya çalışması henüz staj döneminde olduğunu kanıtladı. İlk periyot gözlerim böyle sert bir rakip karşısında Şehmuz’u aradı ama göremedi. Hatta 29 dakika göremedi. Oyunu açabilecek,çembere gidebilecek ve savunma sertliğini arttıracak ismin Şehmuz olduğunu hatırlayamadı. Melih’in sadece seçilmiş perdeleme çıkışlarında ve penetre-pas sonu ve Fastbreak sonu boş pozisyonlardaki atışlarının en doğrusu olduğunu ve dripling yaptıkça oyundan düşüp pozisyon kaybettiğini çözemedi. Metecan yine beklenene yakın performans verdi. Adım adım ilerliyor. Carlson Edwars en uygun pozisyonları ilk yarı sonuna kadar seçmeyi başaracaktır,kolay değil çünkü farklı bir kültürden geldi. Kavradığı anda müthiş oyuncu olacak…
Real Madrid kusursuza yakın oynarken içim hala Musa’nın Real’de olmasını sindiremedi. Efes bu oyuncuyu nasıl görmezden geldi hala inanamıyorum ! Deck bu ligin muhtemelen en zeki 1-2 oyuncusundan biri. Kedi-fare oyun müthiş biliyor. Real’in 3. gardı Sergio Rodriquez…kadro kalitesini varın siz düşünün. Ne yazık ki sakatlıklar olmazsa ligi süpürebilecek ilk kadro !
Fenerbahçe’yi çok eleştirmiş gibi oldum ama inandıklarımı da yazmak zorundayım. Erken uyarı yarı sinyali iyidir. Doğruları söylemezsek doğruyu yapmamış oluruz. Teknik ekipler bazen her şeyi görür bazen de inandıkları duvara çarpar. Itoudis’in inançları bu akşam onu beklentileri bazında yanılttı. Nigel Hayes Davis asla yıldız oyuncu olmadı. Sadece sistem içinde haddini çok iyi bilen ve kapasitesi oranında seçimler yapan bir isim. Real Madrid onu da bu akşam mahzene kilitledi !
Bir paragrafta seyirciye açmak gerek. Fark 20 sayıda olsa bile desteğini hiç bir zaman çekmeyen,takıma sonuna dek inanan 12.000 kişiye kocaman alkış. Eskiden 1970’li yıllarda futbol takım kaybedince seyirci çok ağır tezahürat ile soyunma odasına yollardı. Profilin bu denli değişmesi, Basketbol kültürünün oturması, işler kötü gitse de takımı ateşlemekten geri adım atmayan seyircilere ancak şapka çıkarılır. Kaybedilen maçların her zaman telafisi ardır ancak kazanılmış kültürler efsanedir. Gerek Sinan Erdem ve gerekse Ataşehir’de bu taraftar kitlesi gerçekten muhteşem.
Kaybetse de geri adım atmayan Fenerbahçe Takımı ve taraftar keyif verdi. Umutlar bitmez…..