Kraliçe Arı ve işçi Arılar

Kraliçe Arı ve işçi Arılar

Son yıllarda Fenerbahçe ve Efes rekabetinin harika seviyede olduğu ve herkesin bu derbiye günler önce odaklanıp beklediği kesin. Genelde ortaya çıkan çok sert ama izleyenlere büyük keyif veren ve bitmesin istenen maçlar hayatımıza resmen giren alışkanlıklardan biri oldu. Bu gece de evinde zor kaybeden Efes,Koç başta olmak üzere çok büyük değişime giden Fenerbahçe bambaşka senaryoda karşı karşıya geldiler. Avrupa Şampiyonasında Yunanistan ve Türkiye’nin başında istediği sonuçları alamayan 2 Koçun kulüplerine dönüp konsantre olmaları zaman aldı. Daha bir arada olan,değişimi daha az yaşayıp alıştığı sistemde aynı teknik ekip ile oynayan Efes Cumhurbaşkanlığı kupasının sahibi oldu. Euroleague’in ve Türkiye Liginin başlaması ile beraber takımların bu sezon ki görüntüleri fikir vermeye başladı. Efes Larkin ve Fenerbahçe Bjelica’dan yoksun şekilde liglere başladılar. Itoudis yeni bir düzen ve anlayış getirirken Ataman aynı Basketbol mantığı ile devam etti. Bu gece maç öncesinde Efes’in Euroluague’de 2 yenilgisi bulunurken Fenerbahçe yenilgisiz tek takımdı.

FENERBAHÇE CEPHESİ

Sarı-Lacivertli ekip Sinan Erdem’e hem Türkiye Ligi hem de Euroleague’de namağlup şekilde moralli geldi. Bjelica hiç forma giymediği için şu an eksikliğini hissedecek bir durum zaten yoktu. Başarılı olan kadro moralli ve özgüveni tam şekilde başladığı maçı 2.periyottan itibaren sürekli domine ederek üstünlüğü maç sonuna kadar sürdürdü. Itoudis’in maç hazırlığının mükemmele yakın olduğunu ilk dakikalardaki savunma mantığından anlamıştık. Ancak hücumda bu kadar organize olabileceklerini ve yıllardır bir arada oynayan takım havası vereceklerini de düşünmemiştik işin gerçeği. Önce Itoudis’e bir şapka çıkarmak gerek. Bir çok kulübün ilgilenmediği bir çok oyuncuyu (Hayes-Motley-Edwars-Jekiri-Calathes) transfer edip tam kapasite oynattığı için. Maç hazırlığını çok iyi yapıp Micic ve Clyburn’u hatırı sayılır şekilde iyi savundurduğu için. Kontrolü hiç elden bırakmadığı ve her oyuncusunu verimli kullandığı için. Maçın temposunu hiç Efes’in yönetmesine izin vermediği için. Sonuçta Calathes gibi tüm zamanların Euroleague’deki en zeki ve değerli oyun kurucularından birine takımı teslim edip Guduric’i lider olmaya inandırdığı için. Kazanmak için bunlar zaten yeterliydi. Adam değişme savunmasını çok iyi yapıp Micic ve Clyburn’u durdurduğu için Fenerbahçe çok değerli bir galibiyete imza atıp yenilgisiz tek takım kaldığı için. Wilbekin gibi iki tarafa da ateş edebilen bir oyuncuyu sadece tek tarafa ateş eden bir kimliğe sokabildiği için. Bu saydıklarım Fenerbahçe cephesinin basit özetiydi.

EFES CEPHESİ

Son 2 yılın Euroleague şampiyonu Efes ise bu sene 3. kez Euroleague şampiyonluğu hedefiyle kadrosunda önemli değişime imza atarken önemli bir risk almıştı. Euroleague’de sadece 1 sezon Asvel’de forma giyen ve tutunamayan Mbaye ve geçen yıl Fenerbahçe’ye büyük umutlarla gelip bekleneni veremeyen Polonara’nın performansı merakla bekleniyordu. Sezon başladığından beri beklenen o katkı bir türlü gelmemişti aslında. Bu 2 oyuncunun da verimli driblingi olmaması,çabuk atıcılar olmaması,kolay adam geçip çembere gidememeleri ve net ribaund hakimiyetleri olmayışı risklerin en görünen yanıydı. Geçen sezon Fenerbahçe’de bir kaç maç oyun sisteminin ve oyun kurucunun desteği ile iyi maçlar oynayan İtalyan forvet sonra kontak kapatınca Koç Djordjevic tarafından tribüne yollandı ve Play-Off’ta hiç oynamadan sezonu kapatıp Efes’in yolunu tuttu. Ancak jenerik olan bir kaç takip smacı ve üçlük dışında büyük kulüplerin ilgini çekemeyen Polonara Efes’te patlama yapabilir mi diye düşündüm ama artık umutlarımı kaybetmeye başladım. Hedefleri büyük kulüplerin oyuncusu olmak yerine küçük takımların büyük oyuncusu olduğuna inandırdı beni. Bundan sonra çok önemli değişip gösterip kendini kanıtlaması gerek. Umutlu muyum? Hayır…

Zizic de aynı statüde…Koç ve seyirciyi yeteneği ile yanıltıp ortaya verimli bir şey koymaktan uzak kaldı. Sertlik ve emek ihtiyacı arttıkça geri planda kaldı sezon başından beri. Ataman’ın inançlarını bu üçlü şimdilik berbat ettiler. Patlama yapabilirler mi? Üçü birden zor…

SONUÇ

Efes son 3 yıla damgasını vurduğu Basketboldan sezon başı yaptığı gereksiz hamleler ile uzaklaşırken kafalarda ne yazık ki soru işaretleri bıraktı. Ataman bu 3 senede bence çok önemli ve değerli katkılar yapan 3 savaşçısını (Anderson-Moerman-Singleton) yollayıp var olan sihirli ortamı bozdu. Ataman’ın gözünden kaçan en önemli şey, son F4 şampiyonluğunda Efes attığı için değil tuttuğu için şampiyon olmuştu. Bunda da en önemli aktörler Anderson-Moerman ve Singleton idi. Larkin ve Micic atıyordu,onlar da tutuyordu. Şimdi tutan kimse kalmadı. Kadroda 5-6 oyun kurucu ile maçlara çıkan Efes’in hücum üretimleri gittikçe aşağı düştü. Doğuş-Erten ve Buğrahan aynı maç kadrosunda olmaz. Hele özellik olarak Doğuş ve Erten ikiz gibi. Ömercan’ı gözlerim arıyor ama göremiyor !

Gelecekte Efes’in 1 numarası Ömercan olmalı. Çok net gözüküyor.

Ayrıca Türkiye Şampiyonluğunu yerli oyuncu kalitesi farkıyla kaybeden bir takım Yiğitcan gibi talent bir oyuncuyu nasıl elden çıkarır? Akıl alır gibi değil.

Dünyanın en çalışkan yaratıklarından biri kesinlikle Arılardır. 365 gün boyunca yılmadan çalışıp üretirler. Hayranlıkla izlenip örnek alınması gereken canlılardır. Kraliçe Arı tabi ki çok değerlidir çünkü neslin devamlılığını sağlar. ANCAK…Eğer İŞÇİ ARILAR olmasa Kraliçe’nin varlığının hiç bir önemi olmazdı. Soyun devamını onların inanılmaz çalışması getiriyor aslında. Efes Lider ya da Liderlerini kadroda tuttu ama İŞÇİ ARILARI’nı kaybetti. Anderson-Moerman-Singleton Efes’in işçi Arılarıydı….Nokta !!!