Alooooo…ben Kafkaf
Türkiye Sigorta Basketbol Süper Liginde haftanın en önemli maçında Anadolu Efes evinde Pınar Karşıyaka’yı konuk etti.
Zor maç olması bekleniyordu ama bu kadar zorunu sanırım kimse tahmin etmemişti. Maçın başında Karşıyaka çok motive olup birden 9 sayılık fark yakaladı. Mola sonrasında Efes daha derli toplu oynarken Ataman sahaya çıkabileceği en iyi beş ile çıkmıştı çünkü Karşıyaka’nın şakası yoktu. İki kulvarda birden çok fazla dakika oynayan ve yıpranan Micic ile Clyburn’un bugün dinlenebilme şansı zaten yoktu rakibin gücü bazında ama 40 dakika üzeri sahada kaldılar. Micic 3 kez sakatlık tehlikesi geçirdi. Hep nispeten kolay gözüken maçlarda bu iki yıldızını dinlendirmesi gerektiğini yoksa çok sıkıntılı sakatlıklar yaşayabileceklerini söylüyordum. Bugün Micic direkten döndü. Geçen hafta Manisa’ya götürmek yerine İstanbul’da kalıp dinlense çok daha yararlı olurdu !
Efes 2 yıldızının yanında zaman zaman maça çok iyi başlayan ve bence maç boyu çok iyi oynayan Buğrahan’dan çok değerli katkılar aldı. Hatta yabancı oyuncular kadar ön plandaydı. Dönem dönem Egehan katkı verdi. Aslında bu maça çok motive olup iyi hazırlandığı çok belli olan Pınar Karşıyaka hücumda hiç sorun yaşamazken savunmada aynı konsantrasyona sahip olmadığı için Efes yıldızları ile kolay yanıtlar verdi. Aklı hücumda olan ve attıkça kazanmaya odaklı Efes savunmada Kuzminskas ve McCollum’u durduramadı. Üstüne Angola’nun çok büyük katkısı da gelince Ufuk Sarıca’nın eli epey kuvvetlendi. Kenan ilk periyot çok iyi oynarken devamını getiremedi. Delgado, Dunston ve Tibor’a karşı çok savaştı ve galibiyette büyük etki yaptı. Muhtemelen bir maç daha oynayacak enerjisi vardı.
Çok gel-giti olan maç tam İT DALAŞI şeklinde geçti aslında. İki takımda hiç geri adım atmadı. İzlemesi harika bir maçtı. Koçlar silahlarını iyi kullandı. Efes ilk periyot 30 sayı yedi. Bu Türkiye Ligine fazlaca konsantre olmadıklarının göstergesi. 2. periyot iki takım da savunma yapmayı hatırlayınca bambaşka bir periyot izledik. Micic sakatlığı nedeniyle bir süre kenarda kaldı ve Efes hücumda tıkandı. Buna karşın savunmada daha sertleşen Efes bu periyod 13 sayı bulurken rakibine de 12 sayı şansı verdi.
3.periyot takımlar hücumda yeniden vites arttırırken özellikle Karşıyaka savunmayı tamamen rafa kaldırdı. Aklı sadece hücumda olan ve bunda başarılı olan İzmir ekibi savunmayı unutmanın cezasını 71-69 geri düşerek anlamış oldu. Efes bu periyot hem Micic ve Clyburn’u çok verimli kullandı hem de uzunlarından destek aldı. İlk yarıda çok iyi oynayan Kuzminskas doğru pozisyonlarda topla buluşamadı.
4.periyottan itibaren Efes kaçtı Karşıyaka Kovaladı. McCollum ve Angola gerçekten müthiş oynadılar. Efes çember altını unuttuğunda Delgado sürekli ceza kesti. Öne geçen takım üstünlüğünü bir türlü koruyamadı. Clayburn gerçekten müthiş bir maç oynadı..keza Micic de..Ama Efes hiç 4 numarası olmadan maça çıkınca aksadığı bölge orası oldu. Bunun da ana nedeninin M’Baye’nin sakatlığı ve Fenerbahçe’de play-off’ta bile forma şansı bulamayan Polonara’nın kurtarıcı rolünde transfer edilmesi ve sonra da acı gerçeğin anlaşılması nedeniyle olduğu da ortaya çıktı. 2-3 şut sokan 4 numara olamaz..çok daha fazla özellik gerektirir. Tibor sadece o pozisyonda üçlük atıyor diye 4 numara olarak tüm maç kullanılamaz. Çembere hiç gidemeyen ve ribaunt katkısı çok az olan 4 numara sıradandır…Naçizane!
Sonuçta aşırı stres dolu maçın kazananı Pınar Karşıyaka oldu. Maçı Efes hak etmedi dersek haksızlık ederiz ama kazanan daima haklıdır. Deplasmanda Efes’i yenebilmek,hemde oyuncu kalitesi farkıyla 2 uzatma oynayıp yenebilmek herkesin harcı değildir. Efes şimdi konsantrasyonunu Euroleague’e çevirecektir ama Ataman’a şahsi tavsiyem Clyburn ve Micic’i 2 gün antrenmana bile çağırmayıp dinlendirmesi olacaktır. Yoksa bu tempoda ROBOT olmadıklarının ispatı yakında çok ağır şekilde anlaşılabilir. Naçizane..
İki takıma da bizlere izlettirdikleri keyifli Basketbol nedeniyle teşekkürler…112-111 kazanana ekstra alkışlar..
Basketbol hayattır….